Dadaloğlu (1785-1868)-Her sabah her sabah seyran gezerken.
Her sabah her sabah seyran gezerken Iras geldim selvi boylu fidana Top top olmuş kirpiklerin bölünmüş Hoş benzettim samur kaşlar kemana. Al yanağın...
Dadaloğlu (1785-1868)-Yine tuttu Gavur Dağı boranı
Yine tuttu Gavur Dağı boranı Hançer vurup acarladın yaramı Sana derim Mıstık Paşa öreni İçindeki bunca beyler nic'oldu. Çınar sana arka verip oturan...
Dadaloğlu (1785-1868)-Dinleyin ağalar bir söz edeyim
Dinleyin ağalar bir söz edeyim Bir güzel beni dilinen kandırdı Söz verdi de geri döndü sözünden Kötüleri üstümüze güldürdü. Devşir hey sevdiğim...
Karacaoğlan (1606-1697)-Ağacın eyisi özünden olur
Ağacın eyisi özünden olur Yiğidin eyisi sözünden olur İl için ağlayan gözünden olur Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim. Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir...
Karacaoğlan (1606-1697)-Bir kız bana emmi dedi
Değirmenden geldim beygirim yüklü Şu kızı görenin del'olur aklı On beş yaşında kırk beş belikli Bir kız bana emmi dedi neyleyim Birem birem...
Karacaoğlan (1606-1697)-Bir yiğit de bir güzeli severse
Bir yiğit de bir güzeli severse Emrettiği yere hemen gitmeli Ardına düşmeyle güzel sevilmez Güzelleri koşup koşup bulmalı. Zehirdir kötünün ekmeği...
Azmizade Haleti (1570 – 1631)-Rubai
Esrârım dil zaman zaman söyler imiş, Hengâme-i gamda dâstan söyler imiş, Işk ehli olub da mihnet-i hicrâne Ben sabr iderin diyen yalan söyler imiş....
Azmizade Haleti (1570 – 1631)-Rübai
Mahzun oluruz kaçan ki dil-şâd olsak, Vîran kaluruz eğer ki âbâd olsak, Ol mürg-i cefâ -perest-i ışkız biz kim Dâme düşeriz kafesden âzâd olsak....
Azmizade Haleti (1570 – 1631)-Rubai
Geldikçe hayâl-i yâr pür cûş olurum, İrdükçe peyâmı ser-be-ser gûş olurum, Nâ-gâh görinse sâye-i divârı Çün merdüm-i sâyedür bîhûş olurum....